
Dünyanın En Güzel Barınağı: Cat House on the Kings
Bugün noob.us‘da karşıma çıkan bu minik cennet, Parlier, California, Amerikada. Barınak/Barınma Evi 501(c)(3) yani ticari amaç gütmeyen, devletten finansal destek almayan ve tamamen halktan gelen, kişisel bağışlarla ayakta duran bir yer. Adını Cat house on the Kings koymuşlar.
Cat house on the Kings 16 yıl önce kurulmuş, kurulduğundan beri 16,000 kedi ve 4,000 köpek kurtarmış, 40,000 hayvanı ise kısırlaştırmış, şu anda açık alanda (kafessiz!) 700den fazla kediye bakıyorlar. Barınma evinde 2 çalışan (biri kurucu) 2 tane de gönüllü var. Evin bahçe dışında içeride 5 odası var, her odaya girebiliyorlar, her yerde kedi ve köpek kapıları var onlar için.
Cat house on the Kings’in kurucusu Lynea Lattanzio, videoda anlatıyor, küçükken istediğim tek şey bir kedi yavrusuna sahip olmaktı, annem izin vermedi, şimdi pişman tabi. Boşandıktan sonra King River’a taşındım, hayatımda hep birşeylerin eksik olduğu, birşey yapmam gerektiğini hissediyordum, kendimi barınakta bulduğum ve 15 yavru kedinin bakımını (beslenme, tuvalet vb) sahiplendiğimde anladım ne yapmam gerektiğini. 96 kediyi kurtarıp ev buldum. Bana “bu kediyi öldürücekler “diye sürekli kedi veriyorlardı, kıyamıyordum, ilk sene 150 kedim olmuştu. Bir veterinerin yanında işe girdim kedi ve köpeklere daha iyi bakabilmeyi öğrenmek için.
Videoyu çeken adam ise, 4 kedisi olan, barınma evini şans eseri bulmuş bir kişi. Lynea’dan bahsederken, o bildiğimiz deli kedi teyzelerden değil, hayatını bu hayvanlara adamış bir hayvansever diyor. Videoyu çekerken etrafın temizliğinden bahsediyor, kedi kokmadığını söylüyor.
Bu barınma evinde hayvan uyutmak yok, kafesler yok! 10 tane yiyecek alanı var yani kedi ve köpekler istedikleri yere gidebiliyorlar ve bulundukları yerde yemek oluyor. Kedi ve köpekler ayrı değil, beraber oynayarak yaşıyorlar. Tüm kedi ve köpekler sahip arıyor ama sahip bulamasalarda rahat ettikleri bir evleri var, tehlikede ya da aç değiller.
Bu videoyu izlerken düşündüklerim şunlardı. Evde tek kedi olan tanıdığım kediler bile böyle şişko değil. Toplam 4 kişi (2si ev bulmak ile uğraşıyor) bu barınağı finansal destek olmadan çekip çeviriyor, hayır zengin de değiller. Peki bu neden Türkiye’de olamıyor. Ayda 5-6 bin Türk Lirası yardım alan sözde barınaklarda neden hayvanlar gençlik hastalığından titreyerek ölüyor, neden miğdeleri açlıktan yapışmış bir halde geziyor.
Neymiş inanılmaz bir finansal destek olmadan, az kişiyle böyle şeyler yapılabiliyormuş, yani bu menapoz gündemsever teyzelerin dediklerinin aksine iş “kalbinde” bitiyor insanın.
Bir de şu var, cins köpekleri petshoplardan pahalıya satan barınakları mı, köpek isteyenlere köpek vermeyenleri mi saysam yoksa kapıya getirilen köpeği git ormana at diye bağıranları mı? Hepsi aynı!
Geri kalanlara ise kendinizden utanın diyorum. Sitemi bırakıp icraata dökmek gerekiyor işi artık.
Sonuç olarak, insanın içinde olunca emek verince herşey mümkündür. İnşallah birgün cat house on the kings gibi olur barınaklarımız. Avrupa, Amerika barınaklarına laf edenlerin bu videoyu izlemesini ve birşeyler öğrenmesini diliyorum.
İnsanlık ölmemiş gerçekten dedirten bir tesis, helal olsun valla böyle bir hayvan barınağı inşa ettikleri için.