Nasıl anlatılır, iyi mi tanımlanır bilmiyorum. Bir kent için süslü cümleler kurarak ya da güzel şeyler söyleyerek çeşitli tanımlamalarda bulunmayı daima riskli buldum. Çünkü o şehrin bir kimliği var. Kendinde doğuştan mevcud bir kimlik. İnsanoğlu bunun ne kadarını doğru bir halde gözlemleyebilir ve tanımlayabilir ki… Kaçırdığımız, göremediğimiz ya da şehrin bizlerden gizlediği binlerce sırrı ve güzelliği olabilir. Bu nedenle Mardin’i övmek yerine ben Mardin diyeyim, siz buranın ne kadar verimli, çokkültürlü ve nakış benzer halde işlenmiş bir kent bulunduğunu anlayın. Mardin kimliğinde müthiş bir kültür sanat potansiyeli barındırıyor. Bienal yapılıyor, sergiler düzenleniyor hatta bir müzesi var. Fakat bunların hiçbiri olmasa bile Mardin gene Mardin. Sanat ve kültür gene burada, daima kalıcı. İşte tüm bu tarz şeyleri Mardin’de Sakıp Sabancı Kent Müzesi’nin 10. yıl kutlamasında bir araya geldiğimiz Mardin Valisi ve Belediye Başkan Vekili Mustafa Yaman ile konuştuk. Yaman da benden oldukça değişik düşünmüyor. Şehrin tüm bu potansiyelinden dolayı avantajlı bir yönetici bulunduğunu dile getiren Yaman, şehirdeki oldukça değişik kültürlerin Mardin’e zenginlik getirdiğini söylüyor ve tüm bu tarz şeyleri birlikte harmanladıklarını ifade ediyor: “Beraber yaşıyoruz ve bunun sonucunda da şehre oldukça zenginlik katılıyor. Bu da mutfakta, mimaride, müzikte kendini gösteriyor. Biz hep şunu söylüyoruz, biz masal şehriyiz.”
İNANÇLARDAN KAYNAKLI FARKLI BİR ZENGİNLİK VAR
Mardin’in Mezopotamya Ovası’nın en mühim şehirlerinden bir tanesi bulunduğunu dile getiren Yaman, hem milattan ilkin hem de milattan sonrasında tarihiyle birlikte, Ezidilerin, Süryanilerin de şehre katmış olduğu, dil, din, mimari ve mutfak kültürünün şehri oldukça değişik bir hale getirdiğini söylüyor ve ekliyor: “Sokaklarımızda dört dil konuşuluyor. İnançlardan kaynaklı değişik bir zenginlik var. Bu durum şehrin mimarisine, yaşamına kültürüne ve mutfağına mühim katkılarda bulunmuş. Böyle olunca her inanışın ve kültürün kendine özgü zenginlikleri bu şekilde bazı mekânlarda sergileniyor, şehrin değişik mekanlarında karşınıza çıkabiliyor. Bu da bir kent idarecisi olarak beni mutlu ediyor, gelen misafirleri de naturel olarak. Bu nedenle maksimum tercih edilen destinasyonlardan bir tanesi de Mardin. 2019’da şu ana kadar bir milyonun üstünde yatılı turisti ağırladık. Günübirlikçileri de kattığımızda 5,5 milyon seyyah ağırladık bu yıl. Hedeflerimiz artarak devam ediyor.”
Şehrin doğuştan mevcud sanat potansiyelinin müzeler benzer halde yapılarla süslenmesi hakkında ise şunları söylüyor Yaman: “Mardin Kent Müzesi, yaşayan bir müze. Okul öncesi evlatların da kendisini bulabildiği, gençlerin, bayanların, gelen misafirlerin de şehrin tarihini, yaşamını görebildikleri bir yer burası. Kazı imitasyon alanlarına ek şehirdeki el sanatlarının ziyaretçilere sunulması ve yeteneklerinin sergilenmesi de dahil bu yaşayan müze tanımıma. Bu oldukça mühim. Bütün bunlarla birlikte kamu kurumları, sivil cemaat kuruluşları, yerel yönetimler yardımıyla kent de hususi ve mühim bir ziyaretçi artışı sağlanıyor.”
SANAT BERABERİNDE HUZURU DA GETİRİYOR
Mardin Büyükşehir Belediyesi olarak bu misafirlerin 12 ay gelebilmesi için faaliyetlerini her mevsime yaydıklarını dile getiren Yaman, eski festivalleri, panayırları ve etkinlikleri tekrardan canlandırdıklarını belirtiyor. Uçurtma ve güvercin şenliklerini buna örnek veren Yaman, uçurtma mevzusunda şehirde mühim ustaların bulunduğunu ve onlarla geleneksel uçurtmacılığı devam ettirmeye çalıştıklarını, bu kapsamda atölyeler düzenlediklerini ifade ediyor: “Bir uçurtma müzemiz de var. Oradaki sanatçılarımız çocuklarla birlikte o eski gelenekleri devam ettiriyor. Bölgede son birkaç senedir rahatlık da başat. Bunların başlangıcında Mardin geliyor. Terörle savaşım işin bir boyutu. Ama bunun sürdürülmesi için kültür, sanat, müzik ve spor faaliyetleri düzenliyoruz. Bu faaliyetleri huzurun sürdürülmesinde bir etken olarak görüyoruz ve tüm faaliyetlerimizi buna nazaran organize ediyoruz. Büyükşehir olarak 14 ekip oluşturduk. 14 branşta genç kızlarımız ve erkeklerimiz spor yapıyorlar. Bazı branşlarımız Türkiye’de mühim yer edinmiş durumda. Mesela Hentbol Kadın Takımımız süper ligde oynuyor. Basketbol, voleybol hanım takımlarımız şu an birinci ligde. Bisiklet, atletizm yüzme takımlarında sporcularımız var.”

Ali Demirtaş, Mardin Valisi ve Belediye Başkan Vekili Mustafa Yaman ile beraber MBB Gençlik Merkezi’nde.
ÇARPIK KENTLEŞMEYE İZİN VERMEYECEĞİZ
Özellikle Mardin’in merkezi konumunda olan Artuklu ilçesi hem eski Mardin’i hem de yeni Mardin’i temsil ediyor. Fakat bazı bölgelerde Mardin’in genel atmosferini zedeleyen yapılar da söz mevzusu. Bunlarla ilgili iyi mi bir savaşım verdiklerini sorduğumda şunları söylüyor Yaman: “Eski Mardin’de, koruma alanı içinde arkeolojik kazılar yapılıyor, sit alanları ve tescilli yapılar var. Bunların korunmasına büyükşehir belediyesi ve kamu kurumları olarak dikkat ediyoruz. Yeni Mardin’de ise şehrin, kapsamlı bir koruma bayındır planı olmadığı için gördüğünüz benzer halde çarpık şehirleşme olmuş. Ancak son dört senedir burada koruma bayındır planları hazırlanıyor ve yeni bir çirkinliğe müsaade etmiyoruz. Yeni yapılaşmada bayındır planlarına uygun şekilde hareket edilmesi şartlarını koyduk. Dört senedir çarpıklaşmaya yönelik herhangi bir inşaat da yok. Eski Mardin’de de ödeneğimiz oldukça, kamulaştırmalar yapılarak oradaki çarpıklaşmanın önüne geçiyoruz ve hatalı yapıları, silueti bozan şeyleri yıkıyor ve naturel silueti ortaya çıkarıyoruz. Tescilli binalara eklemeleri ve bu binalar arasındaki çarpık yapılaşmaları, kat çıkmaları benzer halde çirkinlikleri bayındır dışı faaliyetleri engelliyoruz.”
TOPLUMUN HER KESİMİYLE BERABER ÇALIŞIYORUZ
“Üç buçuk senedir bu şehrin valisiyim. Üç senedir da yerel yöneticilik yapıyorum. Bu nedenle yaptığımız tüm çalışmalarda şehirdeki kamu kurumlarıyla, öteki yerel yöneticilerle, STK’larla ve Süryani Toplumu, Ezidi Toplumu benzer halde oluşumlarla birlikte bir yönetim ortaya koyuyoruz.” diyen Yaman, geçtiğimiz günlerde Hristiyanlar tarafınca kutlanan Noel Bayramı etkinliklerine de katıldı. Personel istihdamına da bu farklılık ve zenginliğin yansıdığını dile getiren Yaman, “Mesai arkadaşlarımız, Araplar, Kürtler, Süryaniler. Bunların hepsi kadromuzda içeriyor. Beraber vazife yapıyoruz. Onlardan mühim derecede düşünce alıyoruz. Mardin birlikte yaşama kültürünü özümsemiş durumda. Bölge açısından bu oldukça mühim. Biz bu birlikte yaşama kültürünü her insanoğlunun örnek almasını umuyoruz.” şeklinde konuşuyor.

BÖLGEDEKİ HUZUR MARDİN GENÇLİK MERKEZİYLE DESTEKLENİYOR
Mardin Gençlik Merkezi alışılageldik ‘etkinlik belediyeciliği’ nin oldukça haricinde tüm ülkeye model olabilecek bir kurum. 14-29 yaş aralığındaki gençlere parasız eğitimler verilen merkezde değişik yaş grubu, değişik etnik kimlik ve toplumsal statülerden yüzlerce genç birlikte çalışıp üretmenin ve eğlenmenin güzelliğini yaşıyor. Merkezin 12 bin 814 kayıtlı talebesi var. 7 bin kitaplık bir kütüphane, parasız çay kahve ikramının yapıldığı kafeterya, bilgisayar üstünden ders dinleyip, parasız çıktı alınabilen bilgisayar atölyesi, beyazperde salonu, fotoğraf-müzik sınıfları, YKS hazırlık kursu, müzik ve dil kursları, bölge uzmanı yetiştiren dış politika kulüpleri, grafik tasarım kursları ile bir gencin kendini hem toplumsal hem de bilimsel anlamda yetiştirip geliştirebileceği bir ortam sağlanıyor. Bütün bunlar yardımıyla bölgedeki güvenlik güçleri yardımıyla yakalanan rahatlık kültür, sanat, müzik, spor ve eğitim benzer halde faaliyetlerle daha oldukça destekleniyor.

MARDİN’DEN BİR OTOMOBİL HİKAYESİ
Sakıp Sabancı’nın vasiyeti üzerine Sabancı Vakfı tarafınca restore edilip müzeye dönüştürülen Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi – Dilek Sabancı Sanat Galerisi, kuruluşunun 10. yılını Mardin’in toplumsal ve kültürel belleğinde mühim bir yere haiz olan bir otomobili koleksiyonuna katarak kutluyor. 1913’te Mardin’de dünyaya gelen ve lakabını bu bölgede “yardım eden” anlamındaki “muin” sözcüğünden alan ve Soyadı Kanunu’nun çıkmasıyla birlikte “Özyardımcı” soyadını kullanan Yahya Muin, 1930’lardan itibaren kardeşi Salih’le birlikte değişik markalarda ABD yapımı otomobil, kamyon ve otobüsleri Mardin’e getirdi, alım satımını yapmış oldu. Muin’in, devrin koşullarında yüksek bir fiyata satın almış olduğu ve taksi olarak kullandığı kiremit rengi 1952 model Chevrolet otomobil, senelerce Mardinlilerin yanı sıra, buraya gelen siyasetçi, siyasetçi ve hâkimlere de hizmet etti, düğün konvoylarından adli bulgu gezilerine Mardin günlük hayatında mühim bir yere haiz oldu. Yahya Muin’in 2007’deki vefatının peşinden evlatlarının Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi – Dilek Sabancı Sanat Galerisi’ne bağışladığı otomobil, hikâyesinin ve Mardin toplumsal hayatında üstlendiği önemin aktarıldığı panolar ve hususi hazırlanan bir belgeselle birlikte 25 Aralık 2019’dan itibaren seyircilerle buluşacak.