KIRIM – KONGO KANAMALI ATEŞİ
Türkiye çok önemli zoonoz (hayvanlardan insanlara geçen) hastalılarla mücadele ederken zaman zaman ülkemizde az görülen ancak insan sağlığı açısından çok önemli bazı yeni zoonoz hastalıklarla da karşılaşılmaktadır. Bunlardan biri de Kırım-Kongo kanamalı ateşidir.
2002 yılının Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında başta Tokat ili olmak üzere, Amasya ve Sivas illerinde etiolojisi (nedeni) belli olmayan, insanlarda gribal enfeksiyona benzer belirtiler gösteren hastalık Tokat İl Sağlık Müdürlüğünce Sağlık Bakanlığına bildirimde bulunulmuştur. Tokat ilinde yapılan 50 ‘ye yakın hastalık bildirimlerinden 6 tanesi ölümle sonuçlanmıştır.
2003 yılı bahar aylarında yine Tokat ‘ta aynı klinik tablo ile seyreden vakaların bildirilmesi üzerine ve Türkiye Zoonoz Milli Komitesi ‘nin 2003 yılı 1. olağan toplantısında alınan kararlar da dikkate alınarak Tarım Köyişleri Bakanlığı, RSHMB (Refik saydam Hıfzısıhha Başkanlığı), Etlik Merkez Veteriner Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünden Uzman veteriner hekimler ve Ank. Numune Hastanesinden uzmanların yer aldığı bir ekiple epidemiolojik bir inceleme yapılmış, hastalık bildirimi yapılan yerlerdeki hayvanlardan kan alınmış ve kene toplanarak cins tayini yapılması için Etlik Merkez Arş. Enst. ‘ne iletilmiştir.
Bu değerlendirme ve incelemelerden sonra, serum örnekleri Fransa ‘da bulunan Pasteur Enst. ‘nün Arbovirus ve Viral Hemorajik Ateşler Ulusal Referans Lab. ‘na gönderilmiş, burada yapılan çalışmalar sonucunda hastalığın, viral hemorajik ateş etkenleri içinde bulunan Kırım-Kongo Hemorajik Ateşi virüsü olduğu tespit edilmiştir.
Bu hastalık ilk olarak 1944 yılında Kırım ‘da görülmüş ve Kırım Kanamalı Ateşi olarak tanımlanmıştır. Daha sonra 1956 yılında Kongo ‘da görülen hastalığın, 1969 yılında Kırım Kanamalı Ateşi ile aynı olduğu anlaşılmış ve bugünkü adı ile tanımlanmıştır.
Hastalığın Bulaşması
Bulaşmada Hyalomma soyuna ait keneler rol oynamaktadır. Henüz ergin olmamış keneler, küçük omurgalılardan kan emerken virüsleri alır, gelişme evrelerinde taşır, ergin kene olduklarında da hayvanlardan ve insanlardan kan emerken virüsü bulaştırırlar. Ancak hastalık hayvanlarda belirtisiz seyrederken, insanlarda ölümcül olmaktadır. Kuşlar hastalığa dayanıklıdır. Yabani kemirici hayvanlar, kuşlar ve keneler hastalığın doğadaki taşıyıcısı durumundadırlar. Keneler beslenmek için kan emmek istediklerinde bu hayvanlara saldırılar, bu hayvanlardan aldıkları virüsü daha sonra insanlardan kan emerken insanlara bulaştırırlar.
Hastalık kene ısırmasının yanı sıra, hasta hayvanların kan ve diğer dokularına temas etmekle ya da bu hastalığa yakalanmış insanların kan veya vücut sıvılarına temas sonucu da bulaşabilmektedir.
Koruma ve Kontrol
Tüm enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi KKKA ‘da korunma ve kontrol önlemlerinin alınması çok önemli ve gereklidir :
1 ) Hasta ve hastanın atıklarıyla temas sırasında gerekli önlemler alınmalıdır. Genellikle hava yolu ile bulaşmadan söz edilmemektedir. Ancak, kan ve vücut sıvıları ile temastan kaçınılmalıdır. Bu şekilde bir temasın söz konusu olduğu durumlarda, temas edenin en az 14 gün kadar ateş ve diğer belirtiler yönünden takip edilmesi gerekmektedir.
2 ) Kene mücadelesi çok önemli olmakla beraber oldukça zor bir iştir. Keneler yumurta dönemleri hariç diğer bütün biyolojik evrelerinde insanlardan kan emebilirler. KKKA ‘yı bulaştıran Hyalomma keneleri genel olarak nisan – ekim aylarında aktiftirler.
3 ) Hayvan barınaklarına veya kenelerin bulunabileceği alanlarda kene mücadelesi başlatılmalı. Vücuda yapışan keneler ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle sağa sola oynatılarak, çivi çıkarır gibi) alınmalıdır. Bunun için en uygun olanı, kan emme durumunda olan kenenin üzerine eter, kloroform, alkol, sirke veya gaz sürülerek kendiliğinden deriyi terk etmesi sağlanmalı, bundan sonra öldürülmelidir.
4 ) Diğer önemli konulardan birisi de, piknik amaçlı olarak gidilen su kenarları ve otlak şeklindeki yerlerde bulunanlar döndüklerinde, mutlaka kene bakımından kendilerini kontrol etmelilerdir.
5 ) Ormanlarda çalışan işçilerin ve ava çıkanların lastik çizme giymeleri ve uygun giysiler kullanmaları gereklidir.
6 ) Hayvancılıkla uğraşanlar hayvanlarını kenelere karşı uygun ilaçlarla ilaçlamalı ve hayvan barınakları kenelerin yaşayamayacağı şekilde yapılmalı, çatlaklar tamir edilmeli, badana yapılmalıdır.